InfraRed è Kızılötesi ışınlar
Cildimize ulaşan güneş radyasyonunun
Kızılötesi (InfraRed) ışınlarını insan gözü göremez ama biz bu ışınları ısı olarak algılarız. UV-ışınları ile karşılaştırıldığında düşük enerjili uzun dalga boylarıyla karakterize edilir. Kızılötesi (Infrared) ışınları 3 kategoriye ayrılır.
* Schroeder et al., Infrared A Radiation Effects on the Skin. Piel, 2011, 26(6), 259 – 62
** Dupont et al., Beyond UV radiation: A skin under challenge. Int J Cosmet Sci, 2013, 35, 224 – 32
Kızılötesi ışınlar (InfraRed) nispeten düşük enerjilerinden dolayı iyi huylu oldukları, UV ışınlarının ise cildimiz için güneş spektrumunun en zararlı radyasyonu olduğu düşünülürken, yeni bilimsel bulgular IR (kızılötesi) ışınlarının ciltte yüksek miktarda serbest radikaller ürettiğini ve cildin antioksidan kapasitesini azalttığını göstermiştir. Güneş koruyucuları (SPF) ise IR (kızılötesi) ışınları filtreleyememekte veya yansıtamadıklarından dolayı IR kaynaklı serbest radikallerin oluşumunu engelleyemezler. Yüksek SPF'ye sahip güneş ürünleri UVB ve UVA kaynaklı hasarın bir bölümünü önleyerek daha fazla güneşe maruz kalmamızı sağlarken, diğer yandan IR (kızılötesi) gibi diğer radyasyonlardan kaynaklanan hasarın sinsi birikimine izin verirler.
IR-B ve IR-C ışınlarının aksine IR-A ışınları ise cilt sıcaklığımızı önemli ölçüde artırmadan derimizin derinliklerine nüfus ederek 2/3’si dermise ulaşırlar. UV-ışınları gibi IR-A’da deride önemli miktarda ROS (singlet oxygen ve süper oxide anyonu) üretirler. Hem UV-ışınları hem de IR-ışınları farklı şekillerde olsa bile kolajen yıkımlarına neden olurlar.
Nitekim UV-ışınlarının aksine IR-ışınları esasen hücrelerin güç merkezleri olan mitokondriyum tarafından absorbe edilirler ve hücrelerimizin ve dokularımızın düzgün işleyişi için gerekli olan enerjinin üretilmesini sekteye uğratırlar. Bununla birlikte kızılötesi-A ışınlarının mekanizması UV-ışınlarından farklıdır. UV-ışınları hücre zarında doğrudan ROS üretirken, IR-A esas olarak ROS’un mitokondriadaki oluşumunu indükler.
Nitekim IR-A, mitokondride elektron taşıma zinciri (ETC) tarafından emilir ve bu organellerde ROS’un oluşumuna neden olur.
è IR-A, kırışıklıklara, yaşlılık lekelerine, ciltte renk düzensizliklerine ve cilt elastikiyet kaybına neden olan foto-yaşlanma sürecine önemli katkıda bulunur.
Mavi Işık →Yüksek Enerjili Görünür Işık
Yüksek enerjili görünür ışık (HEV) olarak da bilinen mavi ışık 390 – 500 nm arasındaki ışık dalga boylarına işaret eder. Bu nedenle mavi ışık (HEV) UV-A ve UV-B ışığından daha derinlere nüfuz eder ve IR (kızılötesi) ışınlarından daha yüksek bir enerji seviyesine sahiptir, bu da cilt hasarlarının oluşması için daha büyük bir potansiyeli olduğu anlamına gelir.
Günümüzde güneş tek başına mavi ışık olma özelliğini kaybetmiştir. Güneşin yanı sıra diğer mavi ışık kaynakları olarak
Mavi ışık vücudun doğal saati olan sirkadyen ritmini düzenleyen bir hormon olan melatoninin inhibe edilmesinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, özellikle yatmadan önce ekran cihazlarının aşırı kullanımı uyku düzeninde değişikliğe neden olabilir ve uyku kalitesini negatif yönde etkileyebilir.
Mavi ışığın cilt üzerindeki başlıca negatif etkileri;
Özellikleri
Klinik Çalışmalar
In Vitro Studies
In Vivo Study
Önerilen Kullanım Oranları
Uygulamalar
INCI-Deklerasyonu