Genel:
Çekirdek (nucleus) organel tüm ökaryotik (eukaryotic) hücrelerde mevcuttur ve hücrelerdeki tüm genetik bilginin ve aktivitelerin planı olan DNA'yı içerir, korur. Nükleer zar, çekirdeği sitoplazmadan ayırır. Çekirdek, nükleer gözenek kompleksinin oluşturduğu gözeneklerle serpiştirilmiş bir zarf ile çevrilidir. Bu gözenekler sayesinde
Bu molekül akışı, çekirdek ve sitoplazma arasındaki iletişimi mümkün kılar çünkü çevresel uyarıcılara ne zaman ve nasıl yanıt verileceğini ve ona nasıl uyum sağlayacağını bilmek hücre için zaruridir. Çekirdeğin içine ve dışına çıkan bu trafik, organizasyonu ve hücrenin işleyişini sürdürmek için de önemlidir.
Daha küçük moleküller (<40 xss="removed"> <!--40--><!--40--><!--40--><!--40--><!--40--><!--40-->
Bu taşıma işlemi oldukça karmaşıktır: Tek bir insan hücresinde bulunan 5,000 nükleer gözeneğin her biri saniyede 1.000 molekül taşıyabilir, bu bir hücrede, her bir saniyede çekirdeğin içine ve dışına 5 milyondan fazla molekül taşındığı anlamına gelmektedir.
Nükleer transport yaşlanmayla birlikte bozulur
Artan yaşla birlikte, moleküllerin nükleer gözenekler üzerinden taşınmasının etkinliği ve seçiciliği azalmaktadır. Son zamanlardaki çalışmalar, moleküllerin nükleer gözeneklerden geçmesine izin veren ve yönlendiren bir protein olan RanBP17'nin (Ran-binding protein-17) fibroblastlar ve nöronlar dahil çeşitli hücre tiplerinde yaşlanmaya bağlı azaldığını göstermiştir. Bu düşüşün, bazı önemli yaşlanma süreçlerini etkilediği de gösterilmiştir. Bu da RanBP17'nin yaş regülasyonunda nükleer taşıma sürecinin önemli rolünün altını çizmektedir. Yaşlanma ile, Lamin A'nın çıktısı azaltılır. Bu protein, nükleer membrana (destek, sertlik ve deformasyona karşı direnç) mekanik destek sağlar, çekirdeğin şeklini korur ve çeşitli hücresel süreçlerde rol oynar. Erken başlangıçlı Hutchinson-Gilford progeria'dan (HGPS) muzdarip hastalarda, lamin A mutasyona uğrar ve bu nedenle uygun şekilde işlenmez. Ortaya çıkan kısaltılmış lamin (progerin) çekirdek deformasyonuna ve hızlanmaya neden olur. Bu Lamin A ve yaşlanma arasındaki bağlantıyı gösterir.
MossCellTec No.1
Özel olarak geliştirilen MossCellTec ™ teknolojisi sayesinde MossCellTech No.1 yosun Physcomitrella patenslerinin protonema kültüründen kazanılmıştır. Physcomitrella patenlerinin protonema kültürüne dayanan ve yenilikçi bir yaşlanma karşıtı kavram olarak kristalleşen MossCellTec No.1 hücrenin DNA'sını içen ve temel hücresel süreçleri düzenlemede rol oynayan hücre-nükleotid sağlını korur. Kapsamlı çalışmalar MossCellTech No.1'in nükleer zarf yapısı ve nükleer transport geni RanBP17'den sorumlu lamin A genini aktive ettiğini göstermiştir. Her iki gende yaşlı keratinositlerde aşağı regüle edilmiştir.
In vitro ve in vivo testler MossCellTec™ No. 1 klimatik streslere ve kentsel saldırganlara karşı cilt adaptasyonunu güçlendirdiğini ve sadece 2 hafta içinde cilt hidrasyonunu, bariyerini ve homojenliğini artırdığını kanıtlanmıştır.
MossCellTec ™ No. 1'in Etkinlik Mekanizması
MossCellTec ™ No. 1'in nükleer zarf yapısında yer alan anahtar hücre nükleer belirteçlerinin ifadesini ve Yaşlı hücrelerdeki nükleusun içine ve içerisinden taşınmasını arttırdığı gösterilmiştir. In vitro ve klinik çalışmalar MossCellTec ™ No. 1'in cildin hızlı iklim değişikliklerine (soğuk / sıcak, düşük / yüksek bağıl nem) uyum sağlamasına yardımcı olduğunu göstermiştir. Bu, sadece iki haftada değişen iklim koşullarına rağmen cildin hidrasyon, homojenlik ve bariyer fonksiyonunda önemli bir artış ve sadece dört hafta sonra kırışıklık derinliğinde azalma ile sonuçlanır. Moleküllerin çekirdeğin içine ve dışına verimli bir şekilde taşınması ve nükleer zarfın organizasyonu korunarak, hücre içindeki iletişim optimize edilir ve hücreler sürekli değişen çevreye daha hızlı adapte olur
Yosunlar Yeryüzündeki ilk bitki
Bryophye gurubuna ait olan yosunlar, pre-historik zamanlardan beri, yaklaşık 470 milyon yıl önce kuru arazide yetişen ilk bitkilerden biriydi. O sıralar dünyada toprak olmadığı için kök salarak besin elde etme şansları olmayan yosunlar, kendilerine gerekli tüm besinleri havayı ve yağmuru filtreleyerek sağlamaktaydılar. Yosunlar toprağın yapısına katıda bulunur, erozyonu önler, ağaçların ve diğer bitkilerin gelişmesi için gerekli olan humusu sağlar, ayrıca çeşitli küçük organizmalara yaşam alanı sunar.
Neden Yosun;
Yosunlar bir sünger gibi hareket ederek fazla su ve besin maddelerini topraktan havadan ve yağmurdan ayırabilirler ve atmosferden hızla su absorbe edebilirler (tutarlı bir şekilde ağırlıklarının 20 katı). Bu arada kuru havalarda yosunlar yavaş yavaş yağmur suyunu geri yükler, bunu yaparken nemi artırır ve havayı soğutur. Yosunlar suyun ve besin maddelerinin taşınmasına ve depolanmasına izin veren köklere ne de vasküler sisteme sahip olmadıkları için su ve besinleri sayısız ve ultra ince yaprakları vasıtasıyla imbibasyon ve difüzyon yoluyla emer.
Yosunlar suyu geri tutan metabolitler tarafından metabolizmalarını (dinlenme fazı) durdurduklarında uzun dehidrasyon (kuraklık) dönemlerini tolere edebilirler. Su tekrar elde edildiğinde ise yosunlar birkaç dakika içinde rehidrate olabilir ve normal hayatlarına geri dönebilirler (resüsitasyon fenomeni).
Yosunlar, her hücrenin maruz kaldığı ve çevresel stresleri üstlenmesi gerektiği anlamına gelen tekil bir hücre tabakasından oluşan yapraklara sahiptir. Yosunlar, yüksek bitkilerden farklı olarak, birkaç donma-çözülme döngüsünden kurtulabilmektedir. Gerçekten de 1’500 yıldan fazla bir süredir yüzlerce metre buzun altında donmasına rağmen, hala hayattalar. Bu olağanüstü esneklik, yosunlara özgü olan ve sıcaklık düştüğü anda açılan “soğuk genler” in mevcudiyetidir
Yosunlar gerekli tüm besin maddelerini hava ve yağmurdan filtreler, fakat aynı zamanda ağır metaller, polisiklik aromatik hydrokarbonlar (PAH) ve dioksinler gibi hava kirliliği parçacıklarını da biriktirirler. Yosunların bu yetenekleri havayı aktif olarak filtrelemek ve yıllar boyunca hava kirliliği düzeyini izlemek için kullanılmıştır. Kendilerini zehirlememek ve ağır metallerden korunmak için, yosunların biriken toksik bileşiklerin etkilerini hafifletecek için geniş bir antioksidan grubu vardır. Özellikle, çevresel değişimlere karşı bu yüksek direnç, yosunların iklim değişikliklerine yeterince hızlı uyum sağladığını ve tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar nasıl ayakta kalabildiğini açıklamaktadır.
Innovative Teknoloji MossCellTech
Yosunlara ulaşmak birçok dezavantajları barındırmaktadır
Mibelelbiochemistry Switzerland, MossCellTec ile sürdürülebilir ve tekrarlanabilir bir yosun hücre kültürü geliştirdi. Bu patentli teknoloji sayesinde ilk kez yosun hücrelerinin steril koşullarda hem tekrarlanabilir hem de sürdürülebilir bir şekilde geniş çapta kültivasyonu sağlandı.
Bu sayede hem mevsim ve pazar talebine bakılmaksızın bitki materyalinin mevcudiyeti hem de çevre kirleticileri ve böcek ilaçlarından tamamen arınmış bitki materyalinin sürekliliği garanti altına alınmıştır.
Özellikleri
Klinik Çalışmaları
In Vitro
In Vivo
Yayınları
Önerilen Kullanım Aralığı
Uygulamalar
INCI-Deklerasyonu